Bir enkaz varedersin kendi elinle
Umutlarını toplamak sana düşer çaresiz
Sevgi bırakamazsın sen cümleyle sözle
Bir yürek ki duvarı ateş içi nefessiz
Koştuğun hiç bir kıyıda yok sesimi işiten
İşte gitmiş gemiler sevgi hangi yolcuda yetim
Bir umuttur tutuşan elde değil kendiliğinden
Kimsenin söndürmesine yoktur niyetim
Uzaklardan gelen yağmur bulutları gibi
Öyle boşanır iner tepene kaçamazsın gizlenemezsin
Şu anlamsız şehrin boğucu uğultuları gibi
Onsuz sıkışmış bir enkazın günlerdir içindesin
Kısık sesle bağırışını taşlardan başka yoktur duyan
Gördüğün diz boyu karanlık arada bir ay tependedir
Elim değil bacağım değil hangi uzvumdur sıkışan?
Bu acı kalbime saplanan paslanmış demirdendir
Hani nerde bir saç teline cenneti terk edenler?
Hani nerde cehennem azabından tirtirtitreyenler?
Hani insan neyle yaşar ne için varolur?
Alışamadım gitti yapmacık sahte yalan bu düzenler
Tarifi neden imkansız bu hissin bu duygunun?
Çareler yoksa bana bakıp bakıp gülmekte midir?
Kime ne kendiliğinden yanıp tutuşmuş mumum
Yoksa o da titreyip yavaş yavaş sönmekte midir?
Sana meltem düşsün yazda bana sert poyraz
Sana renk renk bahçeler yakışır bana bu enkaz
Bir kalpte nokta yeri olmayan artık utansın
Söyleyin şu çıldırmış dalgalar beni de alsın
M. İlhan Genç
20:03
Dolaştım Türkiye'yi sokak sokak Çocuklar gördüm saz benizli, sıtmalı Çocuklar gördüm gamdan kederden uzak Dedim: İnsan her yaşta çocuk olmalı Her şeye rağmen güzel yaşamak. Ümit Yaşar Oğuzcan
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder