Sayfalar

4 Mart 2014 Salı

ÇOCUK VE YALAN



Yalan, gerçeğin kasıtlı olarak gizlenmesi ya da çarpıtılmasıdır. Yalan söyleyen kişi çoğunlukla bir çıkar -cezadan ya da sorumluluktan kaçma, ilgi çekme, statü koruma...- elde etme amacındadır. Hangi amaçla söylenirse söylensin, bu, hoş bir davranış değildir.

Uzmanlara göre, çocuklar 5-6 yaşlarına gelene kadar yalanı bir yetişkinin kullandığı şekilde, amaçlı ya da kasıtlı olarak kullanamazlar. Bu nedenle ebeveynler, okul öncesi dönemde (0-6 yaş) çocukların söyledikleri yalanlar konusunda endişelenmemelidirler. Onları hemen yalancılıkla etiketlememeli, uydurmacılıkla suçlamamalıdırlar. Çocukların bu dönemdeki
yalanlarının amaçlı ve kasıtlı olmamasının bazı nedenleri vardır:

1) 5-6 yaş öncesi çocuklar gerçek ile hayal ya da gerçek ile rüya arasındaki ayrımı net bir şekilde yapamazlar. Olmasını istedikleri şeyleri hayal ederler ve hayal ettikleri şeyleri de olmuş sanırlar. Mesela, fil görmeyi çok isteyen çocuğun, bir filin sırtına binip dolaştığını hayal edip akşam babasına gerçekten olmuş gibi anlatması endişelenilecek bir durum değildir. Aynı şekilde, gece rüyasında lunaparka gittiğini gören çocuğun, sabah annesine parkta ne kadar eğlendiğini anlatması da normaldir.

5-6 yaşlarına kadar çocuklarda dönem dönem hayali arkadaş durumları görülebilir. Bu arkadaş bazen çocuğun özdeşleştiği, bazen kendi eksikliklerini onun üzerinde tamamladığı, bazen onun yardımına koşan, bazen de kendisine yaramazlık yapmasını fısıldayan birisi olabilir. Bisikleti olmasını isteyen bir çocuk bunu ebeveynlerine doğrudan söylemek yerine, zaten hayali arkadaşının da (muhtemelen onun bir adı vardır) bisiklete binmek istediğini söyleyebilir. Bu gelişimsel olarak normal bir durumdur.

2) Okul öncesi dönemde çocuklar canlı ve cansız ayrımını çok yapamazlar. Masaya takılıp düştüğünde masayı döven 3,5 yaşlarındaki çocuğa hepimiz güler geçeriz, çünkü o yaş için bu normal gelir bize. Fakat aynı çocuk, oyuncak kedisi istediği için yere çay döktüğünü söylediğinde ona yalan söylediği için kızarız, hiç öyle şey olur mu, deriz. Halbuki durum, çocuk açısından bir öncekinden çok da farklı değildir; nasıl ki masa onun düşmesini istediyse, oyuncak kedisi de onun çayı dökmesini istemiş olabilir.

3) Benmerkezci yapı okul öncesi dönemin en belirgin özelliklerindendir, özellikle de daha küçük yaşlarda. Çocuklar olayları çoğunlukla kendileri açısından değerlendirirler. Kendi istekleri, hakları herkesinkinden daha önemlidir. Başkalarının duygularını önemsemezler. Bu nedenle 4 yaşındaki bir çocuğun elindeki oyuncağı arkadaşı ile paylaşmak istemediği gibi, arkadaşının oyuncağını da önce kendisi gördüğü için sahiplenip, kendisinin olduğunu iddia etmesi normaldir, yalan olarak değerlendirilmemelidir.

4) 5 yaş öncesi çocuklarda zaman kavramı tam anlamı ile oturmamış olabilir. Yarın ya da 2 gün sonra kelimeleri onlar için çok uzun bir zaman olabilir bazen. Aynı şekilde dün kelimesi de çok eski bir zamanı anlatabilir. Çocuk, dün babamla hayvanat bahçesine gittik dediğinde 3-5 ay ya da 1 sene önceki bir olaydan bahsediyor olabilir. Burada da onun yalan söylediğini düşünmek yanlış olur.

Yukarıda değindiğimiz nedenlerden ötürü, çocuk 5-6 yaşlarına gelene kadar ebeveynler yalan konusunu çok abartmamalı ve bu konuda panik yapmamalıdırlar. Ancak 6-7 yaş ve sonrasında çocuk artık yalanın ne olduğunu bilir ve onu kasıtlı kullanır. İşte bu noktadan sonra yalan konusu tehlikeli bir hal almaya başlayabilir. Bu nedenle takibi yapılmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır. Artan bir şekilde devam ediyorsa ve çocuğun sosyal ilişkilerini etkiliyorsa bir uzman yardımı almak iyi olur.

Yukarıda gelişim konusunda bahsi geçen maddeler genel hatları ile ele alınmıştır. Ancak her çocuğun ayrı bir birey olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle gelişimsel özellikler çok ciddi olmasa da çocuktan çocuğa ufak tefek farklılıklar gösterebilir. Normal şartlarda çocuk okul öncesi dönemde kasıtlı yalan söylemezken, bazı çocuk da 4,5 yaşında olmasına rağmen yalanı amaca yönelik (mesela cezadan kaçmak için) ve sık sık kullanabilir. Fakat böyle bir durumda, çocuğu bu yaşta kasıtlı yalan söylemeye iten anormal şart nedir, onu araştırmak gerekir.

Psikolog Canan Cantürk

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder