Sayfalar

31 Ocak 2013 Perşembe

AYKUT KOCAMAN MI, FATİH TERİM Mİ?




Ne kadar çok günlük yaşıyoruz.

Her şey dahil otellerde bile “her şeyi” kullanamazken

Normal hayatta her şeye dahil olmayı seviyoruz.

Her konuda konuşuyor, her konuda fikir beyan ediyoruz..

Oysa ne gündem oluşturabiliyoruz, ne gündemi değiştirebiliyoruz.

Siyaset ya da medyadan birileri gündem belirliyor, biz de bir-iki hafta onu

konuşuyoruz.

Sen konuşmak istemesen bile çevrenden birileri konuyu getiriyor ve sen de bu

gündelik gevezeliklere bir köşesinden ilişiyorsun.

Çoğu konuların bizimle doğrudan ya da dolaylı, hiçbir ilgisi yokken üstelik.

Günlük yaşıyor, günlük konuşuyor, günlük tüketiyoruz…

“Şimdi şu konu örneğin” diye bir örnek göstersem, konu daha net anlaşılacak ama

“O” sözden çok, “o” sözü söyleyen üzerinden bu yazının altına

“ama o da” diye sayısız fikir belirtileceğini bildiğim için, o işe girmiyorum bile!..

Üzülerek belirtiyorum;

Bizim, konuların çoğunda bilgimiz yok ama fikrimiz çok.

Bu yüzden de planlarımız anlık, programlarımız günlük işte.

Siyasete bakışımız öyle, spora bakışımız öyle, ekonomiye-dünyaya bakışımız öyle.

5 sene 10 sene hatta 20 sene sonrası için hesap yapmıyor, hesap sormuyoruz.

Sadece trafikten bir örnekle…

20 sene önce garajsız bina olmayacak, otoparksız apartman-site kalmayacak diye

bir kez sokağa dökülseydik ve günlük siyasetten, ufuklu bir siyasete yönlendirseydik

algıları, bugün yaşadığımız, bu rezil park sorununu yaşamıyor olacaktık.

En acil durumlarda “tüm ilkelliğimizle” niye geç geldi diye itfaiye-ambulans

araçlarını tekmeleyecek, şoförünü tartaklamayacaktık mesela.

Mesela trafik konusunda güçlü yaptırımlarla, koyduğumuz kuralları ‘sıfır esneklikle’

koruyup işletebilseydik, bugün trafikte bu kadar can ve mal kaybı yaşamıyor, bu

kadar ucuz ölmüyor-ölünmüyor, arabadan bu kadar rahat inip belde tabanca elde

bıçak, sokak ortasında birileri birilerini bu kadar kolay ‘ıslah’ ediyor olmayacaktı.

Ama diyorsanız ki onları da mı biz düşüneceğiz bu kadar siyasetçi-gazeteci varken?

Ve hiçbir rahatsızlık vermiyorsa bu gündelik gevezelikler size ve hatta çok da

yorulmuşsanız, kaçmak istiyorsanız bu tür sorumluluk isteyen işlerden !..

Seneye sizi de bekleriz o zaman o ‘şirincecik’ ilçemize

21 Aralık ‘Maya’sal Egemenlik ve Malak Bayramı için, hava değişikliği olur,

İyi gelir belki de…

Başlıkla konu ne alaka mı ?

10 sene sonra anlarsın az bekle…

kaynak: http://bedirhangokce.com/

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder