Sayfalar

22 Şubat 2013 Cuma

BİZ SİNİRKOLİĞİZ... (SİNİRLENİYORUZ)





Her şeye ve herkese sinirleniyoruz…

Yolda yürüyene, korna çalana, yavaş yürüyene, hızlı yürüyene, koşana, öylece durana, trafiğe, belediyeye, yöneticilere, yağmura, güneşe, kalabalığa her şeye ama herkese sinirleniyoruz.


İşimizi beğenmiyoruz, eşimizle anlaşamıyoruz, çocuklarımız söz dinlemiyor, anne-babamız bizi anlamıyor, akrabalarımızla, arkadaşlarımızla dost kalamıyoruz, sanal sohbet yaptıklarımızla tartışıyoruz…

“Herkes bir garip olmuş kardeşim, insanlık ölmüş bitmiş” söylemleri arasında yaşamaya devam ediyoruz. Saymakla bitmiyor öfkelendiklerimiz. Hepsine kızgın, öfkeliyiz.

Büyükşehirlerde yaşayanlar sürekli düşünmekten, geçim sıkıntısından, kredi kartlarından, trafikten, dikkatli olmaktan, dikkatli kalmaktan, sağını solunu kollamaktan yorgun düşüyor ve sonunda sanki beyinleri dışarı fırlayacakmış gibi sinirleniyorlar.

Suratlar asık, istikamet toplu ulaşım araçları… Kim kimi geçecek? Daha hızlı binecek, yer kapacak?…

Küçük yerleşim yerlerinde de stres oranı yüksek!

İşsizlik diz boyu… Çalışanlar ücretlerini yetersiz, patronlarını cimri buluyor. Kahvedekiler sigara dumanından koyulaşmış mekanlarda içtikleri sigarayı bin defa tekrar soluyup tekrar veriyor. Kimisi taş döşeyerek öfkesini taştan çıkartıyor, kimisi de gözünü ayırmadan izlediği haberlere kızarak ömrünü harcıyor.

Kadınlar kocalarından memnun olmasalarda ‘başa gelen çekilir’, ‘bu saaten sonra beni kim alır’ mantığıyla yaşamaya devam ediyor.

Ne kadar sisli ve boğucu yaşamlar öyle değil mi? Ben de öyle düşündüm ve bu yazıyı yazmaya karar verdim. Belki böylece bu depresyon havasını kaldırabiliriz üzerimizden…

Gelin sizlerle yeni bir güne nasıl başlayabiliriz buna bakalım…

Sabah kalktınız ve elinizi yüzünüzü yıkadınız. Aynaya bakın ve ilk önce gülümseyerek kendinize ‘merhaba, günaydın’ deyin… Hemen deli miyim demeyin, psikologlara göre bunun büyük faydası var. Beyniniz bu resmi akşama kadar kaydedecek ve bu şekilde pozitif kalacaksınız.

Eşinize, çocuğuna ‘günaydın’ deyin ve güzel bir kahvaltı edin… Ramazan nedeniyle oruç tutuyorsanız sahurdan sonra yatmayıp kendinize zaman ayırabilirsiniz veya şekerlemeyi seviyorsanız kestirmenin kimseye zararı olmaz.

İşe gidiyorsanız mutlaka vedalaşın, yola koyulun… Herzamanki saatinizden erken çıkın ki yolunuzun keyfini çıkarabilesiniz.

Rahat rahat yürüyün, evlere, binalara insanlara, hayvanlara, çiçeklere, ağaçlara, otlara, böceklere kısacası çevrenize bakın.

Trafiğin ya da sıkışık otobüsün sizi sinirlendirmesine izin vermeyin. Bunun için yanınızda ufak bir radyo ya da walkman bulundurarak müzik dinleyin… Sevdiğiniz eserler sizi sakin tutacaktır…

İşe gelebildiyseniz nihayet tüm arkadaşlarınıza selam verin, hatırlarını ve akşamı nasıl geçirdiklerini sorun… Konuşmak herkesi rahatlatır ve yakınlaştırır.

İşe koyulmadan önce sıcak bir şeyler alın veya masanızı çalışmaya hazırlayın.

Akşam da aynı şekilde işlerinizi bitirmiş veya çalışma zamanını sonlandırmış olmanın rahatlığı içinde eve gidin. Evde çocuğunuzla, eşinizle sohbet edin.

Yemek sırasında ailenizle konuşurken kesinlikle televizyon açmayın… Televizyon açıldı mı tüm sözleri o söyler ve kişiler arasında payşalacak şeyler önemsizleşip sadece ona bakılır. Oysa eşinizin, annenizin, babanızın sesini duymak sohbet etmek sizi rahatlatır.

Kalan zamanınızı nasıl kullanacağınıza kendiniz karar verin…

Küçük yerlerde yaşayan ev hanımları ve erkekler her zaman birbirlerini ‘kendisini anlamamaktan’ şikayet eder.

Eşinize veya ailenize yaşamınızı, yaşadıklarınızı, sorunlarınızı başından itibaren anlatırsanız sizi mutlaka anlayacaktır. Herhangi bir sorunun sonunda birşeyleri anlatmak zordur, sabır ister. Bu sabır karşınızdakinin sizi anlayamamasıyla sabırsızlığa dönüşür ve paylaşım başlamadan biter.

Önemli önemsiz, iyi kötü ne düşünüyorsanız, ne yaşıyorsanız anlaşabileceğiniz şekilde paylaşın…

Tüm bunların sonunda herkese ve herşeye sinirlenmediğinizi sadece bazı anlarda sinirlendiğinizi görecek ve depresyon havasından kurtulacaksınız…

Çok geç olmadan sevdiğiniz şarkıyı söylemeye başlayın...

Elif Didar Candan

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder